2025 yılında Brezilya’da düzenlenecek COP30, yani Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın 30. oturumu, 10–21 Kasım 2025 tarihleri arasında Brezilya’nın Belém şehrinde gerçekleştirilecektir. Belém, Brezilya’nın Pará eyaletinin başkenti olup, Amazon Nehri’nin ağzında yer alan ve Amazon yağmur ormanlarının sınırında bulunan önemli bir liman kentidir
Bu zirve, ilk kez Amazon bölgesinde düzenlenecek olup, Brezilya’nın iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki taahhütlerini ve Amazon ekosisteminin korunmasına yönelik stratejilerini küresel ölçekte tartışmaya açması açısından büyük önem taşımaktadır.
COP30 İklim Zirvesi, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir dönemeçtir. Paris Anlaşması’nın uygulamalarını derinleştirmek, karbon emisyonlarını azaltmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandırmak amacıyla yapılacak bu zirve, dünya ülkelerinin iklim politikalarını ve taahhütlerini güncelleyecekleri önemli bir platform olma niteliği taşır.
COP30’un Belém’de yapılacak olması, bölgenin ekolojik hassasiyetleri ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda önemli bir fırsat sunmaktadır. Ancak, bu süreçte, çevresel etkilerin minimize edilmesi ve yerel halkların haklarının korunması gibi konuların da dikkatle ele alınması gerekmektedir.
Belém’de düzenlenecek COP30, dünya liderlerini, bilim insanlarını, sivil toplum kuruluşlarını ve diğer paydaşları bir araya getirerek, iklim değişikliğiyle mücadelede küresel iş birliğini güçlendirmeyi hedeflemektedir. Bu zirve, aynı zamanda Brezilya’nın Amazon bölgesindeki çevresel ve sosyal politikalarını uluslararası düzeyde gözler önüne serecek ve sürdürülebilir kalkınma için bir model oluşturma potansiyeline sahiptir.
Ev sahibi Brezilya, hem tropikal ormanların korunması hem de enerji arzı güvenliğinin sağlanması açısından küresel iklim hedefleriyle uyumlu stratejiler geliştirmek zorundadır. Ancak, Brezilya Ulusal Petrol Ajansı’nın (ANP) 2025 yılı içinde gerçekleştirmeyi planladığı 172 petrol ve doğalgaz sahası ihalesi, Amazon Havzası’nın ekolojik hassasiyetleri ile çelişen önemli tartışmalara neden olmaktadır.
Fosil yakıtların karbon emisyonlarına katkısı, yenilenebilir enerji potansiyeli ve enerji geçişinin önemi ayrıntılı olarak ele alınarak, sürdürülebilir bir enerji politikası ve ekolojik koruma arasındaki hassas denge ortaya konulmaktadır. Siyasi yorumlardan uzak, tamamen bilimsel kaynaklar ve veriler doğrultusunda, Brezilya’nın enerji ve ekoloji alanındaki mevcut durumu ve geleceğe yönelik senaryolar analiz edilmektedir.
Brezilya, sahip olduğu geniş doğal kaynaklar ve coğrafi çeşitlilik sayesinde dünya enerji piyasasında önemli bir aktör olarak yer almaktadır. Ülke enerji üretiminde yenilenebilir kaynaklara büyük yatırım yapmakta ve hidroelektrik, biyokütle, rüzgar ve güneş enerjisi gibi alanlarda yüksek potansiyele sahiptir. 2023 yılı itibarıyla elektrik üretiminin %83’ü yenilenebilir kaynaklardan sağlanmaktadır. Ancak, bu olumlu tabloya rağmen, Brezilya Ulusal Petrol Ajansı’nın 2025 yılında ilan ettiği 172 petrol ve doğalgaz sahası ihalesi, enerji arzını çeşitlendirmek ve dışa bağımlılığı azaltmak için tasarlanmış olsa da, iklim hedefleriyle çatışma potansiyeline sahiptir.
Bu sahaların yaklaşık 47’si Amazon Havzası sınırları içindedir ve toplamda 146.000 km²’lik bir alanı kapsamaktadır. Sadece Amazon’daki petrol sahaları, çıkarılması planlanan fosil yakıtların atmosfere salacağı karbon eşdeğeri emisyonun yaklaşık 4,7 milyar ton seviyesinde olacağı tahmin edilmektedir. Bu değer, Brezilya’nın 1,5 °C’lik küresel ısınma sınırını tutturması için kullanabileceği karbon bütçesinin önemli bir bölümünü oluşturur.
Fosil yakıtların kullanımının devam etmesi, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık %75’ini oluşturduğundan, enerji politikalarında bu alanda yapılacak tercihler, iklim değişikliği mücadelesinin merkezinde yer almaktadır. Brezilya’da fosil yakıt sektörünün genişlemesi, kısa vadede ekonomik büyüme ve enerji arz güvenliği açısından avantaj sağlasa da, uzun vadede iklim hedefleri ile ciddi bir uyumsuzluk yaratabilir.
Amazon, dünya üzerindeki en büyük tropikal orman alanı olmasının yanı sıra, karbon depolama kapasitesi ve biyoçeşitliliği ile küresel ekolojik dengenin kritik bir parçasıdır. Bölge, yaklaşık 20 milyar ton karbonu atmosferden çekerek bir karbon yutağı olarak görev yapmaktadır. Ancak, ormansızlaşma ve endüstriyel faaliyetler Amazon’un bu fonksiyonunu zayıflatmaktadır.
Petrol ve doğalgaz sahalarının genişlemesi, habitat parçalanması, altyapı inşaatları, boru hatları ve karayolu projeleri nedeniyle ekosistem üzerinde baskı yaratmaktadır. Bunların sonucunda, orman alanlarında erozyon, türlerin habitat kaybı ve biyolojik çeşitlilikte azalma gözlenmektedir. Ayrıca, petrol çıkarma faaliyetlerinden kaynaklanan gaz flaring ve sızıntılar nedeniyle metan emisyonlarında artış yaşanmaktadır ki metan, karbondioksite kıyasla kısa vadede daha güçlü bir sera gazıdır.
Yerli halklar ve bölge sakinlerinin yaşam alanlarının tehdit altında olması, sosyal-ekolojik sistemlerin dengesini de bozmakta, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine zarar vermektedir.
Brezilya, yenilenebilir enerji kaynaklarında dünyada öncü ülkeler arasında yer alır. Hidroelektrik enerjisi, ülkenin toplam elektrik üretim kapasitesinin %60’ını oluşturmaktadır. Ayrıca biyokütle, rüzgar ve güneş enerjisi yatırımları hızla artmaktadır. 2023 itibarıyla kurulu rüzgar enerjisi kapasitesi 21 GW, güneş enerjisi ise 34 GW’a ulaşmıştır.
Enerji geçişi politikaları kapsamında, fosil yakıtların yerini alacak bu kaynaklar, sera gazı emisyonlarının azaltılmasında kritik rol oynar. Ancak Brezilya’da, petrol gelirlerinin yalnızca %0,06’sı yenilenebilir enerji yatırımlarına aktarılmaktadır ki bu oran, geçişin hızlandırılması için yetersiz kalmaktadır.
Enerji arz güvenliğinin sağlanması için yenilenebilirlerin daha fazla desteklenmesi, fosil yakıtlara bağımlılığın azaltılması ve karbon yakalama teknolojilerinin yaygınlaştırılması gerekmektedir. Böylece hem ekonomik kalkınma desteklenir hem de iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerine ulaşılır.
Küresel ısınmanın 1,5 °C ile sınırlandırılması amacıyla, Paris Anlaşması ülkeleri karbon emisyonlarını azaltmak için taahhütlerde bulunmuştur. Brezilya’nın planladığı petrol ihalesi, yeni fosil yakıt üretimi ve tüketiminin artmasına yol açarak, karbon bütçesini zorlayacak bir durum yaratmaktadır.
Yapılan hesaplamalara göre, planlanan petrol sahalarının kullanımı yaklaşık 11 milyar ton CO₂ eşdeğeri sera gazı emisyonu yaratabilir ki bu, dünyanın 1,5 °C hedefi için kalan karbon bütçesinin yaklaşık %5’ine tekabül etmektedir. Bu durum, sürdürülebilir kalkınma ve ekolojik koruma hedefleri ile uyumlu bir enerji politikası geliştirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.
COP30 İklim Zirvesi öncesinde Brezilya’nın enerji politikaları, küresel iklim hedefleriyle uyumlu hale getirilmesi gereken önemli bir gündem maddesidir. Ülkedeki petrol ve doğalgaz sahalarının genişletilmesi planları, kısa vadeli enerji arz güvenliği ve ekonomik büyüme hedefleri ile uyumlu görünse de, uzun vadede iklim değişikliği, karbon emisyonları ve ekolojik yıkım risklerini artırmaktadır.
Amazon Havzası gibi dünyanın en değerli karbon yutaklarından biri olan bölgenin korunması, sadece Brezilya için değil, küresel iklim dengesi için de kritik önemdedir. Ormansızlaşma, habitat kaybı ve sera gazı artışlarını tetikleyecek fosil yakıt projeleri, sürdürülebilirlik hedefleriyle çelişmektedir.
Öte yandan, Brezilya’nın güçlü yenilenebilir enerji potansiyeli ve sektördeki büyüme dinamikleri, enerji geçişinin hızlandırılması için umut vaat etmektedir. Fosil yakıt yatırımlarının azaltılarak, yenilenebilir enerjiye yapılacak yoğun yatırımlar, hem karbon emisyonlarının azaltılmasına hem de ekosistemin korunmasına hizmet edecektir.
Sonuç olarak, Brezilya’nın enerji politikalarında iklim bilimiyle uyumlu kararlar alması, COP30 zirvesinde alınacak kararlara da yansıyacak; bu durum hem ülke ekonomisi hem de küresel iklim politikaları açısından belirleyici olacaktır. Fosil yakıtların sınırlandırılması ve yenilenebilir enerjinin desteklenmesi, Brezilya’nın hem enerji arz güvenliği hem de ekolojik sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirmesinde anahtar rol oynayacaktır.
Yararlanılan Kaynaklar
- International Energy Agency (IEA), World Energy Outlook 2023, https://www.iea.org/reports/world-energy-outlook-2023
- Brezilya Ulusal Petrol Ajansı (ANP), Planlanan Petrol ve Doğalgaz Sahaları İhalesi Raporu 2025, https://www.gov.br/anp/pt-br
- Carbon Tracker Initiative, Global Fossil Fuel Production Gap Report 2024, https://carbontracker.org/reports/global-fossil-fuel-production-gap/
- Intergovernmental Panel on Climate Change (IPCC), AR6 Climate Change 2022: Impacts, Adaptation and Vulnerability, https://www.ipcc.ch/report/ar6/wg2/
- United States Environmental Protection Agency (EPA), Greenhouse Gas Emissions from Oil and Gas Activities, https://www.epa.gov/ghgemissions/sources-greenhouse-gas-emissions
- Renewable Energy Policy Network for the 21st Century (REN21), Renewables 2024 Global Status Report, https://www.ren21.net/reports/global-status-report/
- Empresa de Pesquisa Energética (EPE), Brazilian Energy Matrix Annual Report 2024, https://www.epe.gov.br/en
- earth, “Oil from the Amazon Mouth Could Emit 4.7 Billion Tons of Greenhouse Gases,” May 2025, https://stand.earth/news/amazon-oil-emissions
- AP News, “Brazil’s Oil Auction Raises Climate Concerns Ahead of UN Talks,” June 2025, https://apnews.com/article/brazil-oil-auction-climate-
- The Guardian, “Brazil to Auction Oil Exploration Blocks in Amazon Ahead of COP30,” June 2025, https://www.theguardian.com/environment/brazil-oil-auction

2005 yılında Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. Aynı yıl Çankaya Üniversitesi Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı-Anayasa Hukuku alanında yüksek lisans yapmıştır. 2011 yılına kadar Ulaştırma Bakanlığına bağlı Mesleki Eğitim Merkezlerinde ODY-ÜDY Eğitmeni olarak görev yapmış olup, yaklaşık 15 yıldır Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde hukukçu olarak çalışmaktadır. TOBB’da ilk olarak Dış Ticaret ve Uluslararası Lojistik alanında çalışmalarda bulunmuş olup, 7 yıla yakın Birleşmiş Milletler temsilciliği yapmış olup şimdi TOBB Reel Sektör AR-GE ve Uygulama Daire Başkanlığında KOBİ Politikaları Müdürlüğünde uzman hukukçu olarak görev yapmaktadır.
Diğer yandan, Gazi Üniversitesi Kamu Hukuku-İdare Hukuku Ana Bilim Dalında idare hukuku kürsüsünde doktora tezini tamamlamaya çalışmaktadır. Türkiye’de YÖK tarafından kabul gören TOBB konulu tezin tamamlanmasından sonra bunu kitaplaştırmayı planlamaktadır.
Bununla birlikte, halihazırda 2023 yılından bu yana Türkiye’de özellikle enerji sektörü ile yenilebilir enerji konusunda kendini uluslararası alanda da kanıtlamış “DÜNDAR HUKUK” VE “DÜNDAR LEGAL SERVICE CONSULTANCY” de Londra bloğunda köşe yazısı yazmaktadır.