Elektrik arz güvenliği, günümüz enerji politikalarının temel önceliklerinden biri haline gelmiştir. Özellikle Avrupa’da iklim krizi, fosil yakıtlardan çıkış süreci ve jeopolitik kırılganlıklar gibi etkenler, enerji sistemlerini çok boyutlu risklerle karşı karşıya bırakmaktadır. Son yıllarda Avrupa genelinde gözlemlenen elektrik kesintileri, bu sistemsel baskıların somut bir yansımasıdır. Bu bağlamda yenilenebilir enerji kaynaklarının sistematik bir biçimde entegrasyonu, yalnızca çevresel sürdürülebilirlik açısından değil, aynı zamanda ekonomik ve teknik istikrar açısından da kritik önem taşımaktadır.
Avrupa’da Elektrik Kesintileri: Temel Dinamikler
Elektrik kesintileri, yalnızca arz-talep dengesizliğinden değil, aynı zamanda iklim koşullarından, altyapı sorunlarından ve enerji politikalarındaki geçiş süreçlerinden kaynaklanmaktadır. Avrupa’da bu kesintilerin arkasında yatan temel nedenler şunlardır:
- Jeopolitik Gelişmeler:
- Rusya-Ukrayna savaşı sonrası doğalgaz tedarikinde yaşanan daralma, birçok ülkenin enerji arzında kriz yaratmıştır.
- İklimsel Etkiler:
- Kuraklık, su kaynaklı üretimi düşürmekte; aşırı sıcak veya soğuklar, elektrik talebini öngörülemez şekilde artırmaktadır.
- Geçiş Sürecinin Belirsizlikleri:
- Fosil yakıt ve nükleer gibi geleneksel kaynaklardan yenilenebilir sistemlere geçiş sürecinde yaşanan planlama eksiklikleri, arz sürekliliğini tehdit etmektedir.
Ülke |
Tarih |
Etkilenen Bölge(ler) |
Başlıca Neden(ler) |
Yenilenebilir Enerji ile İlgisi |
Fransa |
Nisan 2025 |
Güney Fransa (Narbonne vb.) |
Aşırı sıcaklık, iletim hattı arızası |
Güneş enerjisi üretim düşüşü, şebeke dengesizliği |
İspanya |
Nisan 2025 |
Madrid, Barselona, Sevilla |
Yüksek enerji talebi, güneş santrallerinde dalgalanma |
Güneş enerjisine aşırı bağımlılık |
Portekiz |
Nisan 2025 |
Lizbon ve kuzey şehirleri |
İspanya ile şebeke bağlantı sorunu, tüketim artışı |
İthal enerjiye bağımlı yapı, dengeleme eksikliği |
Belçika |
Mayıs 2025 |
Brüksel ve çevresi |
Komşu ülke kaynaklı iletim hattı kesintisi (Fransa bağlantılı) |
Yedekleme olmadan ithal enerjiye dayalı sistem |
İtalya |
Haziran 2025 |
Napoli, Roma çevresi |
Aşırı sıcaklar, klimalar nedeniyle ani tüketim artışı, hidro üretim düşüşü |
Kuraklık, hidroelektrik kapasite kaybı |
Avrupa Birliği’nin 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefi doğrultusunda yenilenebilir enerji stratejileri kıta genelinde hızla şekillenmektedir. Bu süreçte her ülkenin mevcut enerji altyapısı, kaynak potansiyeli ve siyasi kararlılığı, geçiş sürecinin başarısını doğrudan etkilemektedir. Fransa, AB’nin enerji politikasında stratejik bir konuma sahip olmakla birlikte, nükleer enerjiye olan geleneksel bağımlılığı nedeniyle farklı bir dönüşüm dinamiği izlemektedir.
Fransa’nın elektrik üretiminde uzun yıllar boyunca nükleer enerji baskın rol oynamıştır. 2023 itibarıyla ülkenin elektrik üretiminin yaklaşık %62’si nükleer santrallerden karşılanırken, yenilenebilir enerji kaynaklarının (hidro, rüzgar, güneş, biyokütle) toplam payı %30 civarındadır. Fosil yakıtların payı ise oldukça düşüktür (%8-10). Bu yapı, Fransa’yı düşük karbonlu ancak merkezi üretim sistemine dayalı bir modelin temsilcisi hâline getirmiştir.
Fransa, 2030 yılına kadar enerji karışımında yenilenebilir kaynakların payını %40’a çıkarmayı hedeflemektedir. Ancak ülke, güneş ve rüzgar enerjisi alanlarında Almanya ve İspanya gibi ülkelerin gerisinde kalmıştır. Fransa’nın mevcut yenilenebilir enerji politikalarının temel başlıkları şunlardır:
- Offshore Rüzgar Enerjisi Yatırımları:
- 2020’li yıllarda hız kazanan kıyı rüzgar santrali projeleri, ülkenin batı kıyısındaki potansiyeli değerlendirmeye yöneliktir.
- Güneş Enerjisi Teşvikleri:
- Kırsal alanlarda fotovoltaik panellerin yaygınlaştırılması ve çatı sistemlerinin desteklenmesi hedeflenmektedir.
- Enerji Depolama ve Şebeke Modernizasyonu:
- Güneş ve rüzgar enerjisindeki üretim dalgalanmalarını dengelemek amacıyla batarya teknolojilerine ve akıllı şebeke altyapısına yatırımlar planlanmaktadır.
- Yurttaş Katılımı ve Yerel Kooperatifler:
- Enerji üretiminde topluluk temelli modeller desteklenmekte, böylece sosyal kabul düzeyi artırılmaktadır.
Bununla birlikte, Fransa, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve REPowerEU stratejisi doğrultusunda 2030 yılına kadar elektrik üretiminin en az %40’ını yenilenebilir kaynaklardan sağlama hedefi koymuştur. Bu hedefe ulaşmak için üç temel eksen öne çıkmaktadır:
- Rüzgar Enerjisi: Kara rüzgarında önemli ilerleme sağlanmış olsa da, 2030 sonrası için deniz üstü (offshore) rüzgar santrallerine özel yatırımlar ön plandadır.
- Güneş Enerjisi: 2025’e kadar güneş enerjisi kapasitesinin 35 GW’a çıkarılması hedeflenmektedir. Tarım arazilerinde güneş panelleri (agrivoltaik sistemler) teşvik edilmektedir.
- Depolama ve Akıllı Şebeke: Artan yenilenebilir üretimi dengelemek üzere batarya teknolojileri, yeşil hidrojen üretimi ve şebeke otomasyonu yatırımları hızlandırılmıştır.
Fransa, İspanya, Belçika, Almanya ve İtalya gibi komşu ülkelerle elektrik şebekesi üzerinden bağlıdır. Bu nedenle Fransa’daki bir arz krizi sadece ulusal bir sorun değil, bölgesel bir istikrarsızlık kaynağıdır. 2025 Nisan’ında yaşanan kesintiler bu gerçeği bir kez daha gözler önüne sermiştir. Avrupa Birliği’nin ENTSO-E çerçevesinde tanımladığı ortak şebeke dayanıklılığı kriterleri doğrultusunda Fransa, sınır ötesi enerji akışlarını daha güvenli ve esnek hâle getirmek zorundadır.
Fransa’nın enerji dönüşümü, Avrupa’nın genel enerji güvenliği açısından kritik öneme sahiptir. Nükleere dayalı düşük karbonlu mirasını korurken, yenilenebilir kaynaklara dayalı esnek ve dağıtık üretim modeline geçişi hızlandırması gerekmektedir. Bu süreçte yatırım ortamının iyileştirilmesi, şebeke altyapısının modernleştirilmesi ve toplumsal kabulün artırılması gibi unsurlar hayati rol oynamaktadır.
Görüldüğü gibi, yenilenebilir enerji sistemlerinin elektrikte yaşanan kesintilere karşı çözüm sunabilmesi için yalnızca üretim değil, aynı zamanda depolama, dağıtım altyapısı ve talep yönetimi gibi bileşenlerin de geliştirilmesi gerekmektedir. Özellikle Fransa gibi merkeziyetçi enerji sistemine sahip ülkelerde, bu dönüşüm çok katmanlı stratejiler gerektirmektedir.
Yeni nesil hidrojen teknolojileri, büyük ölçekli bataryalar, şebeke bağlantılı mikro üretim sistemleri ve dijitalleşmeye dayalı talep yanıtı programları, elektrik arzının sürekliliğini garanti altına alma potansiyeline sahiptir.
Sonuç olarak, Avrupa’da elektrik kesintileri, enerji politikalarının yapısal dönüşüm ihtiyacını gözler önüne sermektedir. Fransa örneği, geleneksel kaynaklara aşırı bağımlılığın nasıl kırılganlık yaratabileceğini somut biçimde ortaya koymaktadır. Yenilenebilir enerjiye geçiş, sadece çevresel bir tercih değil, aynı zamanda jeopolitik bağımsızlık ve sistemsel dirençlilik açısından da zorunluluktur. Ancak bu geçişin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için kapsamlı bir planlama, altyapı yatırımı ve politik kararlılık gerekmektedir. Avrupa’nın enerji geleceği, bu dönüşümün ne kadar bütüncül ve koordineli bir biçimde yönetileceğine bağlıdır.
Yararlanılan Kaynaklar
European Environment Agency. (2022). Trends and projections in Europe 2022 – Tracking progress towards Europe’s climate and energy targets. EEA Report No 18/2022.
International Energy Agency. (2022). A 10-Point Plan to Reduce the European Union’s Reliance on Russian Natural Gas.
IPCC. (2021). Climate Change 2021: The Physical Science Basis.
World Nuclear Association. (2023). Nuclear Power in France.
EDF. (2022). Operational Adjustments due to Environmental Constraints.
Eurostat. (2023). Renewable energy statistics.
Vikipedi: 2025 Avrupa elektrik kesintisiVikipedi
BBC Türkçe: İspanya ve Portekiz tarihi elektrik kesintisinin nedenini bulmaya çalışıyor

2005 yılında Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. Aynı yıl Çankaya Üniversitesi Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı-Anayasa Hukuku alanında yüksek lisans yapmıştır. 2011 yılına kadar Ulaştırma Bakanlığına bağlı Mesleki Eğitim Merkezlerinde ODY-ÜDY Eğitmeni olarak görev yapmış olup, yaklaşık 15 yıldır Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde hukukçu olarak çalışmaktadır. TOBB’da ilk olarak Dış Ticaret ve Uluslararası Lojistik alanında çalışmalarda bulunmuş olup, 7 yıla yakın Birleşmiş Milletler temsilciliği yapmış olup şimdi TOBB Reel Sektör AR-GE ve Uygulama Daire Başkanlığında KOBİ Politikaları Müdürlüğünde uzman hukukçu olarak görev yapmaktadır.
Diğer yandan, Gazi Üniversitesi Kamu Hukuku-İdare Hukuku Ana Bilim Dalında idare hukuku kürsüsünde doktora tezini tamamlamaya çalışmaktadır. Türkiye’de YÖK tarafından kabul gören TOBB konulu tezin tamamlanmasından sonra bunu kitaplaştırmayı planlamaktadır.
Bununla birlikte, halihazırda 2023 yılından bu yana Türkiye’de özellikle enerji sektörü ile yenilebilir enerji konusunda kendini uluslararası alanda da kanıtlamış “DÜNDAR HUKUK” VE “DÜNDAR LEGAL SERVICE CONSULTANCY” de Londra bloğunda köşe yazısı yazmaktadır.