Çalışma Saatlerimiz: Pzt – Cum : 9:00 – 18:00

Adres

Mevlana Bulvarı, Yelken İş Kulesi 139/A Kat:18 No:49, Ankara

Enerji teknolojilerinde yaşanan dönüşüm, yalnızca iklim krizine bir yanıt değil, aynı zamanda küresel ekonomik ve jeopolitik dengelerin yeniden şekillenişinin bir yansımasıdır. Bu dönüşümün merkezinde, özellikle güneş panelleri ve batarya sistemleri gibi temel teknolojiler yer almaktadır. Çin, bu iki kritik alanda da üretim, teknoloji, kapasite ve ihracat anlamında rakipsiz bir üstünlük kurmuş durumdadır. Çin’in bu alandaki yükselişi yalnızca ekonomik üretim ölçeğiyle değil, aynı zamanda teknoloji geliştirme, entegre tedarik zincirleri ve küresel siyasi stratejiyle iç içe geçmiştir.

Güneş paneli üretimi açısından Çin, 2024 itibarıyla küresel tedarik zincirinin neredeyse %80’ini kontrol etmektedir. Bu oran, panel üretiminin tüm aşamalarını (polysilicon, wafer, hücre, modül) kapsayan bir hakimiyeti ifade eder. Çinli üreticiler olan Longi, Trina, JA Solar ve Jinko gibi firmalar, üretim süreçlerini baştan sona kendi bünyelerinde entegre ederek hem maliyetleri düşürmekte hem de yüksek kalite standardını koruyabilmektedir. 2024 yılında Çin tek başına yaklaşık 277 GW’lık yeni güneş enerjisi kapasitesi eklemiş, bu da ABD’nin iki katı kadar kurulum gerçekleştirdiği anlamına gelmektedir. Bu hızlı büyüme, yalnızca iç tüketimle değil, aynı zamanda genişleyen ihracat pazarlarıyla da desteklenmektedir. Çin’in modül ihracatı en çok Hindistan, Hollanda, Brezilya, Suudi Arabistan ve İspanya’ya yönelmektedir.

Ancak bu üretim kapasitesindeki aşırı büyüme bazı sorunları da beraberinde getirmektedir. Çin’in güneş paneli üretim kapasitesi 1.000 GW’ın üzerine çıkarken, bu kapasite dünya talebinin yaklaşık iki katına ulaşmıştır. Bu durum, arz fazlası nedeniyle üretim tesislerinin ortalama kapasite kullanım oranlarını %23’lere kadar düşürmüş, fiyatları aşağı çekmiş ve küresel pazarda ciddi rekabet sorunlarına yol açmıştır. ABD gibi ülkeler, Çin’den ithal edilen güneş paneli ürünlerine yüksek tarifeler uygulayarak bu baskıya yanıt vermeye çalışmaktadır. Çinli üreticiler ise bu tarifeleri aşmak için Güneydoğu Asya ülkelerinde (Vietnam, Tayland, Malezya) üretim tesisleri kurarak ihracat zincirlerini çeşitlendirmektedir.

Batarya teknolojileri açısından da Çin benzer bir baskınlık sergilemektedir. Dünya genelinde lityum-iyon batarya üretiminin yaklaşık %75’i Çin tarafından yapılmaktadır. Bu oran, yalnızca batarya hücresi üretimini değil, aynı zamanda katot, anot, elektrolit ve separator gibi alt bileşenlerin üretimini de kapsamaktadır. Özellikle CATL ve BYD firmaları, global pazarda sırasıyla %38 ve %17’lik paylara sahip olup, toplamda dünya batarya pazarının %55’inden fazlasını kontrol etmektedir. 2025 yılının ilk çeyreğinde yalnızca bu iki firma 171 GWh’lik batarya üretimi gerçekleştirmiştir. Bu devasa üretim, Çin’in hammaddeye erişimi, devlet teşvikleri ve dikey entegre üretim yapısı sayesinde mümkün olmuştur.

Çin’in batarya alanındaki başarısı yalnızca niceliksel değil, aynı zamanda teknolojik düzeyde de dikkat çekicidir. CATL, LFP (lityum demir fosfat) teknolojisinde dünya lideri konumundayken, sodyum iyon gibi yeni nesil batarya kimyalarında da büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Örneğin, CATL’in geliştirdiği sodyum iyon batarya teknolojisi 175 Wh/kg enerji yoğunluğuna ulaşarak pratik kullanıma hazır hale gelmiştir. BYD ise enerji yoğunluğu yüksek LFP bataryalarıyla hem otomotiv sektöründe hem de enerji depolama sistemlerinde önemli bir rekabet avantajı sağlamaktadır.

Batarya ve güneş paneli üretimindeki bu üstünlük, Çin’e yalnızca ekonomik kazançlar sağlamamakta, aynı zamanda küresel jeopolitik etki alanını da genişletmektedir. Afrika, Latin Amerika ve Güneydoğu Asya ülkelerinde Çinli firmaların kurduğu güneş santralleri ve batarya depolama sistemleri, bu ülkelerin enerji sistemlerini Çin teknolojisine bağımlı hale getirmektedir. Körfez ülkelerinde, özellikle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde kurulan mega projeler de Çin’in Orta Doğu’daki etkisini artırmaktadır. Suudi Arabistan’da 11 GWh, BAE’de ise 19 GWh’lik enerji depolama projeleri bu etkileşimin örneklerindendir.

Çin’in bu alanlardaki yükselişi Batı ülkelerinde stratejik kaygılara neden olmuştur. ABD, 2025 yılı itibarıyla polisilikon ve wafer gibi güneş paneli bileşenlerine %50’ye varan gümrük tarifeleri uygulamaya başlamış, aynı şekilde batarya bileşenleri için de benzer uygulamalara yönelmiştir. Avrupa Birliği ise Net-Zero Industry Act gibi yasal düzenlemelerle kendi üretim kapasitesini artırmaya çalışmaktadır. Ancak Çin’in düşük maliyetli ve yüksek hacimli üretimi karşısında bu çabalar kısa vadede rekabetçi olmaktan uzaktır.

Çin’in enerji teknolojilerinde sağladığı bu üstünlük, geleceğin enerji sistemlerini kimin yöneteceği sorusunu gündeme getirmektedir. Gerek güneş paneli gerekse batarya üretiminde Çin, sadece arz sağlayan bir aktör değil, aynı zamanda teknoloji geliştiren, standardizasyonu belirleyen ve enerji güvenliğini etkileme gücüne sahip stratejik bir güç haline gelmiştir. Bu durum, enerji geçişinin yalnızca çevresel ve teknolojik bir mesele olmadığını, aynı zamanda bir güç rekabeti olduğunu ortaya koymaktadır.

Küresel ölçekte yaşanan bu dönüşümün yönünü belirleyecek olan şey ise, Çin’in sürdürülebilir teknoloji liderliğini ne kadar daha ileri taşıyabileceği ve Batı’nın buna nasıl karşılık vereceği olacaktır. Batı’nın başarılı olabilmesi için yalnızca üretim kapasitesi değil, aynı zamanda inovasyon, hammadde erişimi, altyapı yatırımı ve uluslararası iş birlikleri gibi alanlarda da stratejik adımlar atması gerekmektedir. Aksi halde, geleceğin enerji sistemlerinde Çin’in belirlediği kurallar geçerli olacaktır.

Çin’in güneş paneli ve batarya üretiminde kurduğu küresel dominasyon, enerji geçişinin yalnızca çevresel bir gereklilik olmadığını, aynı zamanda ekonomik, teknolojik ve jeopolitik bir güç mücadelesi haline geldiğini göstermektedir. Çin’in devasa üretim ölçeği, düşük maliyetli tedarik zincirleri, dikey bütünleşmiş sanayi yapısı ve sürekli Ar-Ge yatırımları, bu ülkeyi enerji teknolojilerinin yeni süper gücü konumuna taşımıştır. Güneş paneli ve batarya teknolojileri alanında Çin’in sağladığı maliyet avantajı ve üretim kapasitesi, Batı ülkelerinin yerli üretim, tedarik güvenliği ve stratejik özerklik hedeflerini tehdit eder boyuta ulaşmıştır.

Bu bağlamda Çin’in teknolojik üstünlüğü kısa vadede kırılması güç bir gerçekliktir. Batı ülkeleri tarifeler, sübvansiyonlar ve yeni nesil teknolojilere yatırımlar yoluyla denge kurmaya çalışsa da maliyet ve ölçek açısından Çin’in önüne geçebilmek zaman alacaktır. Orta ve uzun vadede, Batı’nın perovskit paneller, katı hal bataryalar ve geri dönüşüm teknolojileri gibi alanlarda ilerleme sağlaması Çin’in mutlak üstünlüğünü törpüleyebilir. Bununla birlikte, Çin’in enerji teknolojilerine dayalı artan nüfuzu, gelişmekte olan ülkelerde ve stratejik pazarlarda önemli bir jeopolitik kaldıraç haline gelmiştir. 

Sonuç olarak enerji dönüşümü yalnızca bir iklim politikası değil; küresel güç dengelerinin yeniden şekillendiği bir teknoloji ve ekonomi rekabetidir. Çin, bu rekabetin en güçlü aktörü olarak, enerji geçişi teknolojilerini jeopolitik bir stratejik araç olarak kullanmaya devam edecek; diğer büyük ekonomiler ise buna yanıt arayışında teknoloji, tedarik ve iş birliği stratejilerini yeniden tanımlayacaktır. Geleceğin enerji dünyası, yalnızca hangi ülkenin daha fazla yenilenebilir enerji kurduğuyla değil, bu teknolojilerin kim tarafından geliştirildiği ve kim tarafından kontrol edildiğiyle belirlenecektir. 

Yararlanılan Kaynaklar

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA). (2022). Güneş PV Küresel Tedarik Zinciri Raporu. [Online] Erişim: https://www.iea.org/reports/solar-pv-global-supply-chains

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı. (2023). Yenilenebilir Enerji Raporu. Ankara: ETKB Yayınları.

Şekerci, H. (2024). Çin’in Yenilenebilir Enerji Sektöründeki Yükselişi ve Küresel Yansımaları. Uluslararası Enerji ve Politikalar Dergisi, 10(1), 45-67.

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası. (2023). Dünya Enerji Görünümü: Güneş ve Batarya Teknolojilerinde Çin’in Rolü. Erişim: https://www.emo.org.tr

International Energy Agency (IEA). (2022). Solar PV Global Supply Chains. Paris: IEA Publications. https://www.iea.org/reports/solar-pv-global-supply-chains

SNE Research. (2024). EV Battery Market Share Report Q1 2024. Seoul: SNE Publications.

Financial Times. (2024). How China’s Solar Overcapacity Is Reshaping Global Energy Markets. https://www.ft.com

Reuters. (2025). CATL Sees Slower Growth Amid Global Competition. https://www.reuters.com

BloombergNEF. (2023). Battery Supply Chain Ranking 2023. London: Bloomberg NEF Reports.

China Energy News. (2024). China Leads in Sodium-Ion Battery Deployment. https://www.ce.cn

The Guardian. (2024). US-China Solar Trade War Intensifies as Tariffs Rise. https://www.theguardian.com

International Renewable Energy Agency (IRENA). (2023). Renewable Energy Statistics 2023. Abu Dhabi: IRENA Publications.