Enerji, insanlık tarihinin gelişiminde daima en belirleyici unsurlardan biri olmuştur. Antik çağlarda odun ve hayvan gücü, Orta Çağ’da su değirmenleri ve kömür, Sanayi Devrimi’nde buhar gücü, 20. yüzyılda ise petrol ve doğal gaz, toplumların kalkınma hızını ve ekonomik üstünlüğünü belirleyen faktörler arasında ilk sırada yer almıştır. Günümüzde ise enerji yalnızca ekonomik büyümenin değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliğin ve jeopolitik güvenliğin de anahtarıdır. 21. yüzyılda yaşanan iklim krizi, artan enerji talebi ve fosil yakıtların sınırlı rezervleri, ülkeleri alternatif çözümler aramaya yöneltmiştir. Paris İklim Anlaşması (2015), Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (2015) ve Avrupa Birliği’nin Fit for 55 stratejisi (2021) bu dönüşümün küresel çerçevesini çizmiştir.
Bu bağlamda Hindistan özel bir konumda bulunmaktadır. 1,4 milyarı aşan nüfusu ve hızla büyüyen ekonomisi ile Hindistan, enerji talebinde dünyanın en hızlı artışı yaşayan ülkelerden biridir. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, Hindistan’ın enerji talebinin 2040 yılına kadar iki katına çıkması beklenmektedir. Bu devasa artış, Hindistan’ın enerji politikalarını yalnızca ulusal sınırlar içinde değil, küresel ölçekte de kritik hale getirmiştir. Hindistan hükümeti, 2070 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi açıklamış ve 2030’a kadar elektriğinin yarısını yenilenebilir kaynaklardan sağlama taahhüdünde bulunmuştur.
Bu ulusal hedeflere en güçlü katkıyı sağlayan eyaletlerden biri Gujarat’tır. Tarih boyunca ticaret yollarının merkezinde bulunan Gujarat, bugün Hindistan’ın en sanayileşmiş eyaletlerinden biridir. Aynı zamanda yüksek güneşlenme süresi (yılda ortalama 300 gün) ve güçlü rüzgâr akımları sayesinde yenilenebilir enerji için olağanüstü bir potansiyele sahiptir. İşte bu koşullar altında geliştirilen Gujarat Hibrit Enerji Parkı, dünyanın en büyük hibrit yenilenebilir enerji yatırımı olarak tarihe geçmektedir.
Proje, Hindistan’ın batısında, Pakistan sınırına yakın Rann of Kutch çölünde 72.600 hektarlık (700 km²’den fazla) bir alanda inşa edilmektedir. Bu büyüklük, neredeyse Singapur’un yüzölçümüne eşittir. Parkın toplam kapasitesi 30 GW olarak planlanmıştır: 20 GW güneş enerjisi ve 10 GW rüzgâr enerjisi. Bu rakam, birçok ülkenin toplam enerji kapasitesini aşmaktadır. Yalnızca bu proje, Türkiye’nin mevcut toplam kurulu rüzgâr kapasitesine yakın bir üretim gücü sağlamaktadır. Yatırım büyüklüğünün yaklaşık 20 milyar ABD doları olması beklenmektedir. Proje tamamlandığında 20 milyon haneye elektrik sağlayabilecek, yılda 60 milyon ton karbon emisyonunu engelleyebilecek ve Hindistan’ın enerji arz güvenliğini önemli ölçüde güçlendirecektir.
Bu hibrit modelin en çarpıcı yönü, güneş ve rüzgârın tamamlayıcı doğasının bir araya getirilmesidir. Güneş enerjisi gündüz maksimum üretimi sağlarken, rüzgâr enerjisi gece daha güçlüdür. Böylece şebekeye kesintisiz enerji arzı mümkün hale gelir. Ayrıca projeye entegre edilen lityum-iyon batarya sistemleri ve gelecekte kullanılacak yeşil hidrojen depolama teknolojileri, enerji sürekliliğini daha da artırmaktadır. Arazi verimliliği açısından da hibrit model avantajlıdır: Aynı alan üzerinde hem güneş panelleri hem de rüzgâr türbinleri kurulabilmektedir. Bu durum, tarım ve yerleşim alanları üzerindeki baskıyı azaltmaktadır.
Ekonomik açıdan Gujarat Hibrit Enerji Parkı, Hindistan’ın kalkınma politikalarıyla doğrudan ilişkilidir. İnşaat aşamasında yüz binlerce kişiye doğrudan istihdam sağlanacak, dolaylı olarak tedarik zincirleri, bakım, lojistik, ulaşım ve altyapı sektörlerinde on binlerce kişi iş bulacaktır. Yerel halk için yol, elektrik ve su altyapısı hızla gelişecektir. Ayrıca proje, uluslararası yatırımcılar açısından da cazibe merkezi haline gelmiştir. Adani Green Energy ve Reliance Industries gibi dev Hint şirketlerinin yanı sıra küresel yatırım fonları da projeye sermaye aktarmaktadır. Bu durum Hindistan’ı yalnızca iç enerji talebini karşılayan değil, aynı zamanda küresel yatırım çeken bir ülke haline getirmektedir.
Enerji ihracatı da Gujarat Hibrit Enerji Parkı’nın stratejik önemini artırmaktadır. Hindistan hükümeti, komşu ülkelere (Pakistan, Bangladeş) elektrik ihracatı yapmayı ve uzun vadede Avrupa ile Asya pazarlarına yeşil hidrojen satmayı planlamaktadır. Projede üretilen fazla elektrik, elektrolizörler aracılığıyla yeşil hidrojene dönüştürülebilecek ve bu hidrojen, Hindistan’ı gelecekte uluslararası bir enerji ihracatçısı konumuna yükseltecektir.
Çevresel açıdan projenin katkısı büyüktür. Hindistan’ın enerji üretiminde hâlen kömürün payı %70’in üzerindedir. Gujarat Hibrit Enerji Parkı, kömür santrallerinden kaynaklanan karbon salımlarını ciddi oranda azaltacaktır. Yılda 60 milyon ton emisyonun engellenmesi, Hindistan’ın iklim taahhütleri açısından dev bir adımdır. Ancak proje aynı zamanda hassas bir ekosistemde inşa edilmektedir. Rann of Kutch, flamingolar başta olmak üzere yüzlerce göçmen kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bu nedenle proje, çevresel etki değerlendirmeleriyle desteklenmiş, türbinlerin yerleşiminde kuş göç yolları dikkate alınmıştır. Ayrıca panel ve türbinlerin konumlandırılmasında biyoçeşitlilik koruma önlemleri alınmıştır.
Sosyal etkiler de dikkat çekicidir. Bölgedeki köylüler için altyapı yatırımları ve istihdam fırsatları projeye olumlu bakışı artırmıştır. Ancak arazi kullanımına ilişkin bazı anlaşmazlıklar da gündeme gelmiştir. Bazı köylüler, tarım arazilerinin enerji yatırımlarına açılmasından endişe duymaktadır. Bu noktada şeffaf proje yönetimi, yerel halkın katılımı ve sosyal uzlaşı süreçleri kritik önemdedir. Enerji dönüşüm projelerinin yalnızca çevresel değil, toplumsal sürdürülebilirlik boyutu da göz önünde bulundurulmalıdır.
Uluslararası politika bağlamında Gujarat Hibrit Enerji Parkı, Hindistan’ın Paris Anlaşması kapsamındaki taahhütleriyle birebir uyumludur. Ayrıca Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden SKH 7 (Herkes için Uygun Fiyatlı ve Temiz Enerji) ve SKH 13 (İklim Eylemi) ile doğrudan ilişkilidir. Avrupa Birliği’nin Fit for 55 stratejisi ile karşılaştırıldığında, Gujarat modeli ölçek bakımından daha büyüktür. AB’de birçok ülkenin yıllık toplam kurulu yenilenebilir kapasitesi, bu projenin tek başına kapasitesinin altındadır. Bu durum, Hindistan’ın enerji vizyonunun küresel ölçekte iddialı olduğunu göstermektedir.
Türkiye açısından Gujarat modeli önemli dersler barındırmaktadır. Türkiye, hem rüzgâr hem de güneş enerjisi açısından büyük potansiyele sahip ender ülkelerden biridir. Ancak bu iki kaynağın birlikte değerlendirildiği hibrit santraller henüz yeterince yaygın değildir. Gujarat’tan çıkarılabilecek dersler arasında hibrit enerji santrallerinin teşvik edilmesi, enerji depolama teknolojilerine yatırım yapılması, yerel üretici gruplarının ve KOBİ’lerin sürece dahil edilmesi ve uluslararası finansman kaynaklarının harekete geçirilmesi bulunmaktadır. Türkiye, bu tür hibrit projelerle hem enerji güvenliğini artırabilir hem de Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesindeki taahhütlerini güçlendirebilir.
Sonuç olarak Gujarat Hibrit Enerji Parkı, yalnızca Hindistan’ın değil, küresel enerji dönüşümünün de simgesel projelerinden biridir. Dünyanın en büyük hibrit yenilenebilir enerji parkı olma özelliğiyle, sürdürülebilir kalkınma, enerji güvenliği ve karbon nötrlüğü hedeflerine büyük katkılar sunmaktadır. Hindistan’ın stratejik vizyonunu somutlaştıran bu proje, Türkiye gibi ülkeler için de ilham kaynağıdır. Hibrit enerji yatırımları, depolama teknolojilerinin entegrasyonu ve yerel kalkınma ile küresel vizyonun birleşimi, geleceğin enerji sistemlerinin temelini oluşturmaktadır. Gujarat modeli, enerji dönüşümünde yerelden küresele bir başarı hikâyesi olarak tarihe geçmektedir.
Yararlanılan Kaynaklar
- Government of Gujarat. (2023). Hybrid Renewable Energy Policy. Gujarat Energy Development Agency.
- Ministry of New and Renewable Energy (MNRE), India. (2024). Annual Report on Renewable Energy.
- Adani Green Energy Ltd. (2025). Project Reports on Kutch Hybrid Park.
- International Renewable Energy Agency (IRENA). (2023). Renewable Capacity Statistics.
- European Commission. (2021). Fit for 55: Delivering the EU’s 2030 Climate Target on the way to climate neutrality. EUR-Lex.
- United Nations. (2015). Sustainable Development Goals.
- World Bank. (2024). Financing Clean Energy Transitions in Emerging Economies.
- The Energy and Resources Institute (TERI). (2023). Hybrid Energy Systems in India.
- Economic Times of India. (2024). Adani, Reliance push hybrid renewable mega projects in Gujarat.
- Bloomberg New Energy Finance (BNEF). (2024). Global Renewable Energy Outlook.

2005 yılında Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. Aynı yıl Çankaya Üniversitesi Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı-Anayasa Hukuku alanında yüksek lisans yapmıştır. 2011 yılına kadar Ulaştırma Bakanlığına bağlı Mesleki Eğitim Merkezlerinde ODY-ÜDY Eğitmeni olarak görev yapmış olup, yaklaşık 15 yıldır Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde hukukçu olarak çalışmaktadır. TOBB’da ilk olarak Dış Ticaret ve Uluslararası Lojistik alanında çalışmalarda bulunmuş olup, 7 yıla yakın Birleşmiş Milletler temsilciliği yapmış olup şimdi TOBB Reel Sektör AR-GE ve Uygulama Daire Başkanlığında KOBİ Politikaları Müdürlüğünde uzman hukukçu olarak görev yapmaktadır.
Diğer yandan, Gazi Üniversitesi Kamu Hukuku-İdare Hukuku Ana Bilim Dalında idare hukuku kürsüsünde doktora tezini tamamlamaya çalışmaktadır. Türkiye’de YÖK tarafından kabul gören TOBB konulu tezin tamamlanmasından sonra bunu kitaplaştırmayı planlamaktadır.
Bununla birlikte, halihazırda 2023 yılından bu yana Türkiye’de özellikle enerji sektörü ile yenilebilir enerji konusunda kendini uluslararası alanda da kanıtlamış “DÜNDAR HUKUK” VE “DÜNDAR LEGAL SERVICE CONSULTANCY” de Londra bloğunda köşe yazısı yazmaktadır.
