Yirmi birinci yüzyılın en büyük küresel sorunlarından biri olan iklim değişikliği, ülkeleri enerji üretim yöntemlerini yeniden gözden geçirmeye yöneltmiştir.
Almanya, bu dönüşümde lider rol üstlenen ülkelerden biri olarak öne çıkmakta, “Energiewende” olarak bilinen enerji dönüşüm stratejisiyle yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişte kararlılığını ortaya koymaktadır. Gerek rüzgar ve güneş enerjisine yaptığı yatırımlar, gerekse enerji verimliliği alanındaki reformlarıyla Almanya, sürdürülebilir bir geleceğin inşasında önemli bir model oluşturmaktadır.
Bir yenilenebilir stratejisi olarak başlayan sonrasında küresel anlamda da başı çeken “Energiewende” projesi yeşil dönüşümün önemli örnekleri arasında yerini almıştır. “Energiewende” Almancada “enerji dönüşümü” anlamına gelir. 2010 yılında Alman hükümeti tarafından resmen kabul edilen bu strateji, nükleer enerjiden aşamalı çıkışı, fosil yakıtların azaltılmasını ve yenilenebilir enerji kaynaklarının hızla artırılmasını hedeflemektedir. Almanya, 2030 yılına kadar elektrik üretiminin %80’ini yenilenebilir kaynaklardan sağlama ve 2045’e kadar karbon nötr olma hedefi koymuştur.
Almanya, yalnızca bir enerji dönüşümü değil, aynı zamanda bir toplumsal dönüşüm başarmıştır. “Energiewende”, dünyaya fosil yakıtlardan uzaklaşmanın mümkün olduğunu gösteren bir örnektir. Bu stratejinin temel amacı, Almanya’nın fosil yakıtlardan ve nükleer enerjiden uzaklaşarak, enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların ağırlığını artırmasıdır. Özellikle 2011 yılında Japonya’da yaşanan Fukuşima nükleer felaketinden sonra, Almanya’nın nükleer enerjiyi tamamen terk etme kararı, Energiewende’nin politik gücünü daha da artırmıştır.
Energiewende, çok boyutlu bir politika paketi olup aşağıdaki ana hedefler doğrultusunda şekillenmiştir:
- Yenilenebilir Enerji Payını Artırmak: Elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların 2030’da %80’e, 2045’te %100’e çıkarılması hedeflenmektedir.
- Nükleer Enerjiden Çıkış: 2023 yılı itibarıyla Almanya, tüm nükleer santrallerini kapatmış ve bu enerji türünü tamamen terk etmiştir.
- Karbon Emisyonlarını Azaltmak: 1990 seviyelerine göre sera gazı emisyonlarında 2030’a kadar %65, 2045’e kadar %100 azalma hedeflenmektedir.
- Enerji Verimliliğini Artırmak: Sanayi, ulaşım ve binalarda enerji kullanımını düşürmeye yönelik teşvikler uygulanmaktadır.
- Enerji Tedarikinde Bağımsızlık: Dışa bağımlılığı azaltarak enerji güvenliğini artırmak önemli bir hedef olarak öne çıkmaktadır.
Energiewende’nin hayata geçirilmesinde en önemli araçlardan biri 2000 yılında yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Yasası (Erneuerbare-Energien-Gesetz – EEG) olmuştur. Bu yasa şu temel düzenlemeleri getirmiştir:
- Yenilenebilir kaynaklardan enerji üretenlere sabit fiyatla alım garantisi verilmiştir.
- Bu üreticilerin elektrik şebekesine öncelikli erişimi sağlanmıştır.
- Şebeke işletmecileri, yenilenebilir enerji üretimini entegre etmekle yükümlü kılınmıştır.
Bu yasal düzenleme sayesinde hem büyük şirketler hem de bireysel üreticiler (ev sahipleri, kooperatifler) güneş paneli ve rüzgar türbini yatırımlarına yönelmiş, enerji üretimi merkeziyetsiz bir yapıya bürünmüştür.
Energiewende’nin en dikkat çekici yönlerinden biri, merkeziyetçi olmayan yapısı ve toplum temelli enerji üretimi modelidir. Almanya’daki yenilenebilir enerji üretim kapasitesinin yaklaşık %40’ı bireyler, çiftçiler, enerji kooperatifleri ve yerel belediyeler tarafından kontrol edilmektedir.
Bu durum yalnızca enerji üretiminde çeşitlilik yaratmamış, aynı zamanda toplumun bu dönüşüme olan desteğini artırmıştır. Kamuoyunda yapılan araştırmalar, Alman halkının büyük bir çoğunluğunun nükleer enerjinin bırakılmasını ve yenilenebilir kaynakların desteklenmesini olumlu karşıladığını göstermektedir.
Energiewende’nin başarılarına karşın, uygulama sürecinde önemli zorluklar da ortaya çıkmıştır:
- Elektrik Fiyatlarının Artması: Teşvik sistemleri tüketici faturalarına yansımış ve enerji fiyatlarını artırmıştır.
- Şebeke Yetersizlikleri: Özellikle kuzeydeki rüzgar enerjisinin güneydeki sanayi bölgelerine iletimi için altyapı yatırımları gerekmiştir.
- Depolama Teknolojisi Eksikliği: Güneş ve rüzgar gibi kaynakların süreksiz doğası, etkin depolama çözümlerinin geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır.
- Toplumsal Tepkiler: Bazı bölgelerde rüzgar türbinlerinin çevresel ve görsel etkilerine karşı yerel direnişler gelişmiştir.
Energiewende, yalnızca Almanya için değil, dünya genelinde enerji politikası tartışmaları için de önemli bir referans noktası haline gelmiştir. Birçok Avrupa ülkesi, Almanya’nın uyguladığı teşvik mekanizmalarını, yasal altyapısını ve toplumsal katılım modelini inceleyerek benzer politikaları kendi ülkelerine uyarlamaktadır. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Almanya’nın deneyimlerini özellikle “karbonsuzlaşma süreci” bağlamında örnek göstermektedir.
Energiewende politikası sayesinde Almanya şu önemli sonuçlara ulaşmıştır:
- 2024 itibarıyla elektrik üretiminin %52’si yenilenebilir kaynaklardan sağlanmaktadır.
- Nükleer santraller tamamen devre dışı bırakılmıştır.
- Yenilenebilir enerji sektörü 300.000’in üzerinde kişiye istihdam sağlamaktadır.
- Almanya, güneş paneli ve rüzgar türbini üretiminde teknoloji ihracatçısı konumuna gelmiştir.
Sonuç olarak; Energiewende, Almanya’nın enerji sistemini çevreye duyarlı, sürdürülebilir ve merkeziyetsiz bir yapıya dönüştürme çabasının adıdır. Bu strateji, yalnızca bir enerji değişimi değil; aynı zamanda ekonomik, sosyal ve kültürel bir dönüşüm modelidir. Karşılaşılan zorluklara rağmen, Almanya’nın bu süreçte gösterdiği kararlılık, diğer ülkeler için güçlü bir ilham kaynağı oluşturmaktadır. Geleceğin enerji politikaları, büyük ölçüde Energiewende’nin ortaya koyduğu ilkelerle şekillenecektir.
Yararlanılan Kaynaklar
Federal Ministry for Economic Affairs and Climate Action (BMWK). “The Energy Transition (Energiewende) in Germany.”; https://www.bmwk.de/Redaktion/EN/Dossier/energy-transition.html
International Energy Agency (IEA).“Germany 2023 Energy Policy Review.” https://www.iea.org/reports/germany-2023
Agora Energiewende.“The Energiewende in a Nutshell – Ten Questions and Ten Answers.” https://www.agora-energiewende.de/en/publications/the-energiewende-in-a-nutshell
Umweltbundesamt (Federal Environment Agency of Germany). “Greenhouse Gas Emissions and Climate Protection Targets.” https://www.umweltbundesamt.de/en/topics/climate-energy
Fraunhofer ISE – Institute for Solar Energy Systems.“Net Public Electricity Generation in Germany 2024.” https://www.ise.fraunhofer.de/en
Bundesnetzagentur (Federal Network Agency).“Monitoring Report 2023 – Energy Markets in Germany.” https://www.bundesnetzagentur.de
Energy Brainpool (2022).“Economic Impacts of the German Energy Transition.” https://www.energybrainpool.com
Renn, O. & Marshall, J.P. (2016).“Coal, nuclear and renewable energy policies in Germany: From the 1950s to the Energiewende.” Energy Policy, 99, 224–232. https://doi.org/10.1016/j.enpol.2016.05.004

2005 yılında Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. Aynı yıl Çankaya Üniversitesi Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı-Anayasa Hukuku alanında yüksek lisans yapmıştır. 2011 yılına kadar Ulaştırma Bakanlığına bağlı Mesleki Eğitim Merkezlerinde ODY-ÜDY Eğitmeni olarak görev yapmış olup, yaklaşık 15 yıldır Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde hukukçu olarak çalışmaktadır. TOBB’da ilk olarak Dış Ticaret ve Uluslararası Lojistik alanında çalışmalarda bulunmuş olup, 7 yıla yakın Birleşmiş Milletler temsilciliği yapmış olup şimdi TOBB Reel Sektör AR-GE ve Uygulama Daire Başkanlığında KOBİ Politikaları Müdürlüğünde uzman hukukçu olarak görev yapmaktadır.
Diğer yandan, Gazi Üniversitesi Kamu Hukuku-İdare Hukuku Ana Bilim Dalında idare hukuku kürsüsünde doktora tezini tamamlamaya çalışmaktadır. Türkiye’de YÖK tarafından kabul gören TOBB konulu tezin tamamlanmasından sonra bunu kitaplaştırmayı planlamaktadır.
Bununla birlikte, halihazırda 2023 yılından bu yana Türkiye’de özellikle enerji sektörü ile yenilebilir enerji konusunda kendini uluslararası alanda da kanıtlamış “DÜNDAR HUKUK” VE “DÜNDAR LEGAL SERVICE CONSULTANCY” de Londra bloğunda köşe yazısı yazmaktadır.